Temiz Beslenme

Sosyal medya ve televizyonlarda sık sık "işlenmiş gıdalardan kaçınalım", "diyetimizde işlenmemiş gıdalara ağırlık verelim" ve bu gibi şeyler duyuyoruz. Karatay Diyeti veya Taş Devri diyeti gibi günümüzün popüler diyetleri de bu yaklaşıma ağırlık veriyor ve bizlere öğütlüyor. Hatta Gwyneth Paltrow veya Katy Perry gibi ünlülerin beslenmeleriyle ilgili soruları yanıtlarken temiz beslenme veya clean eating konseptinden söz ettiğini duymuş olabilirsiniz. Temiz beslenmek veya doğal yiyecekler tüketmek bir zayıflama yöntemi veya diyet değil, bir beslenme ve yaşam stili yaklaşımıdır. Peki temiz beslenme veya işlenmemiş gıda ne demek ?









Temiz beslenme söz konusu olduğunda odak noktamız diğer beslenme trendlerinde olduğu gibi kaloriler, yağ, alkali değeri veya karbohitratlar veya bunların hesapları değil, daha çok yediğimiz besinin olabildiğince doğal formuna yakın olmasıdır. Bir başka değişle, temiz beslenme bir besini tüketmeden önce besinin doğal kaynağından tabağımıza gelene kadar ne gibi işlemlerden geçtiği ve ne kadar değişikliğe uğradığıyla ilgili dikkatli ve farkında olmakla ilgilidir. Taze sebze ve meyveler, diyet yerine tam yağlı, beyaz yerine tam tahıllı ürünler, çiğ kuruyemişler, sağlıklı, önceden hazırlanmamış veya donudurulmamış ürünler temiz yiyeceklere örnek sayılabilirler. Diğer yandan beyaz şeker ve beyaz un, tuz, sağlıksız yağlar, marketlerde satılan şekerli ve boyalı yiyecekler, gazlı içecekler işlenmiş veya sağlıklı olmayan gıdalara örnektir.

Günümüzde modern yiyecek üretim yöntemleri, bu gibi doğala yakın veya işlenmemiş yiyecekler tüketmeyi ve hatta bulmayı oldukça zorlaştırmış, özellikle raf ömrünü uzatmak için yapılan işlemler ve kullanılan kimyasal malzemeler yiyeceklerin doğal yapısını değiştirmiş veya bozmuştur. Ülkemizde hangi yiyeceklerin, hangi taze meyve ve sebzelerin ilaçlı veya genetiği değiştirilmiş yani hormonlu olduğunu anlamak neredeyse imkansızdır.

Temiz beslenmek için yapmanız gerekenleri basitçe sayalım. İşlenmiş gıdalardan özellikle beyaz şeker ve undan, kimyasal, koruyucu ve yapay maddeler içeren gıdalardan, kalorisi yüksek ve besin değeri olmayan yiyecek ve içeceklerden, doymuş ve trans yağ oranı yüksek gıdalardan ve fazla oranda ve sık alkol tüketmekten kaçınmalıyız. Ayrıca, günlük yiyeceklerimizi her biri küçük porsiyonlar halinde yağsız proteinler ve yavaş salınımlı karbohitratlardan oluşan 5-6 öğüne yaymalı, uyandıktan sonraki ilk bir saat içerisinde sağlıklı bir kahvaltı yapmalı ve her gün en az 2-3 litre su içmeliyiz.

Taze meyve ve sebzeler tüketirken olabildiğince organik veya ilaçlanmamış ürünler tüketmeye çalışmalı, ilaçlanıp ilaçlanmadığını tespit edemiyorsak özellikle çilek, elma, şeftali, üzüm, nektarin, salatalık, kereviz, tatlı dolmalık biber, ıspanak, çeri domates ve patatesten kaçınmalıyız. Amerika'da faaliyet gösteren Environmental Working Group tarafından yayınlanan rapora göre en fazla ilaçlanan veya ilaç artığı bulunduran ürünlerin bunlar olduğu tespit edilmiştir.  Bu gibi durumlarda ananas, kivi, sarma lahana, çiçek lahanası, kuşkonmaz, avokado ve greyfrutu daha rahat tüketebiliriz.







Peki temiz beslenmenin faydaları neler olabilir. Öncelikle, kimyasalların yol açtığı bilinen kansere karşı vücudumuzu korumak için temiz beslenmeye gayret göstermek çok önemli. Ayrıca, yüksek miktarda protein metabolizmamızı hızlandırır ve kaslarımızı besleyerek büyümelerine yardımcı olur bu da vücudumuzun daha diri ve güzel görünmesini sağlar. Tam tahıllardaki yüksek lif oranı sindirim sistemimizi düzenlerken, işlenmiş yiyeceklerde bulunan yüksek oranda sodyum ve tuz vücudumuzdan atılmaya başladıkca, vücudumuz su atarak daha ince bir görünüm ortaya çıkar.






Comments

Popular posts from this blog

Haftanın Tarifi; Karnabahar Püresi

Pelvis Stabilasyonu

Pilateste Pozisyonlar